11 Şubat 2015 Çarşamba

REKLAMLAR



Aşağıdaki hikaye, Feridüddin Attar’ın Mantıl al-Tayr adlı klasik eserinden alınmıştır.




PADİŞAHIN KAŞINTISI

Padişah, seyyah bir dervişe rastlamış: “De bakalım sufi, sen mi daha esaslısın, ben mi?”
Derviş “Yorum yok” demiş.
“Yuh! Sen ne terbiyesiz bir mahlukmuşsun derviş efendi! Karşında bu mülkün sultanı duruyor! Sualime karşılık vermiyorsun he mi?!”
“Pekala… madem kaşındınız, cevap vermek vacip oldu. Benim gibi fakir biri, yüzbinlerce padişahtan yeğdir. Çünkü saltanat süren kimse, imanın tadını bilmez. Sen, kendi egonun eşeğisin. Sırtında fazlalıktan ibaret, nahoş bir yük taşıyorsun. Vesvesenin, korkunun ve cehaletin esirisin. Şeytan, senin yularını nereye çekerse oraya gidiyorsun. Dervişler, nefsini dizginler ve yönetir. Anlayacağın, benim eşeğim senin sırtına biniyor. Senin iştahın; yüzünde meymenet, kalbinde ferahlık, bileğinde kuvvet bırakmadı. Gözün kararmış, kulağın sağırlaşmış, beynin sulanmış. Sen, şeytanla kanka oldun. Lakin ikinizi ölüm ayıracak. Gene de dert etme. Nasılsa cehennemde kavuşacaksınız!”



(Ben de Afili filintalar blogundan alıntıladım)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder